9. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında başlayan bilimsel canlılığın en belirgin sembollerinden biri olan Beytül Hikme, hem bir eğitim merkezi hem de devasa bir çeviri akademisi olarak tarih sahnesinde yer aldı. Antik Yunan ve Roma düşünürlerinin eserlerini Arapçaya kazandıran bu kurum, yetiştirdiği bilim insanlarıyla Avrupa’nın gelişimine dahi etki etti. Beytül Hikme’nin ne olduğu, nasıl kurulduğu ve hangi özelliklere sahip olduğu ise birçok kişi tarafından araştırılıyor. İşte Beytül Hikme hakkında bilinmesi gerekenler…
BEYTÜL HİKME NEDİR, ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
İslam medeniyetinin en parlak dönemlerinden biri olarak kabul edilen 9. ile 14. yüzyıllar arasında, bilim ve felsefede yaşanan büyük gelişmelere ev sahipliği yapan en önemli kurumlardan biri Beytül Hikme’ydi. Antik Yunan’dan Roma düşüncesine kadar pek çok kaynağın Arapçaya çevrildiği bu akademi, hem yetiştirdiği alimlerle hem de ürettiği eserlerle Avrupa’da derin etki bıraktı. Tarihi kaynaklarda Dar’ül Hikme adıyla da geçen bu kurum, İslam’ın Altın Çağı’nın şekillenmesinde kritik bir rol oynadı.
BEYTÜL HİKME NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Beytül Hikme’nin kuruluş süreci, Abbasi Devleti döneminde gerçekleşen önemli siyasi ve kültürel değişimlerle hız kazandı. Halifeliğin Emevilerden Abbasilere geçmesi ve Bağdat’ın başkent ilan edilmesi, bilim ve kültür çevrelerinin burada toplanmasının önünü açtı. İlk olarak sadece kütüphane olarak kurulan Beytül Hikme, zamanla halifeler Harun Reşid ve Memun’un desteğiyle büyük bir eğitim ve araştırma merkezine dönüştü. Böylece farklı coğrafyalardan gelen bilginler için adeta bir ilim yuvası haline geldi.
BEYTÜL HİKME’NİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Beytül Hikme, sadece bilimsel çalışmaların yürütüldüğü bir yer değil aynı zamanda büyük bir çeviri merkeziydi. Aristoteles, Platon gibi Antik Yunan filozoflarından Marcilius ve Seneca gibi Roma düşünürlerine uzanan geniş bir yelpazede pek çok eser Arapçaya çevrildi. Bu yönüyle Hikmet Evi, dünya bilim tarihinde eşsiz bir köprü görevi gördü. Kurumda felsefenin yanı sıra matematik, geometri, astronomi ve tıp gibi farklı disiplinlerde de dersler verildi. Kelam, Hadis ve Fıkıh gibi dini ilimler de akademinin eğitim yapısının önemli bir parçasını oluşturuyordu.
HANGİ BİLİM İNSANLARI BEYTÜL HİKME’DE YETİŞTİ?
830 yılında kurulan akademi, bünyesinde birçok medreseyi barındırıyordu. Bu medreselerde hem teorik hem de uygulamalı eğitimler verilerek dönemin en önemli bilim insanları yetiştirildi. Harezmi, bu isimlerin en önde gelenlerindendir. Cebirin kurucusu olarak kabul edilen Harezmi’nin Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine adlı eseri, yüzyıllar boyunca Avrupa üniversitelerinde temel ders kitabı olarak okutuldu. Ayrıca Muhyiddin İbn Arabi ve Sadreddin Konevi gibi önemli düşünürler de bu ilmi atmosferden beslenen isimler arasında yer aldı.
BEYTÜL HİKME’NİN YIKILIŞI
Yaklaşık dört buçuk asır boyunca ilim ve kültürün merkezlerinden biri olan Beytül Hikme, 13. yüzyılda yaşanan Moğol istilasıyla büyük bir yıkıma uğradı. Bağdat’ın düşmesiyle birlikte akademi tamamen yok edildi ve içinde barındırdığı sayısız eser de geri dönülmez biçimde kaybedildi. Buna rağmen Beytül Hikme’nin bilim dünyasına kattığı miras, bugün hâlâ önemini korumaya devam ediyor.