Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa.
Belki de mesele düşmekte değil neye tutunduğumuzu bilmeden sarılmakta.
İnsan bazen bir çırpınışı umut sanar bazen bir ipi kurtuluş.
Oysa bazı ipler düşene değil düşürenine bağlıdır.
Ve bazen en derin karanlık gözlerimizi kapattığımız yerdedir.
Kuyu zannettiğimiz yer bir sükûnet çukurudur belki içine bakmayı göze alana kendini anlatan.
İpler çözülür eller kanar ama insan büyür.
Çünkü hakikat en çok düştüğümüzde şekillenir ve en sağlam adım yere en yakınken atılır.
Belki de mesele düşmekte değil neye tutunduğumuzu bilmeden sarılmakta.
İnsan bazen bir çırpınışı umut sanar bazen bir ipi kurtuluş.
Oysa bazı ipler düşene değil düşürenine bağlıdır.
Ve bazen en derin karanlık gözlerimizi kapattığımız yerdedir.
Kuyu zannettiğimiz yer bir sükûnet çukurudur belki içine bakmayı göze alana kendini anlatan.
İpler çözülür eller kanar ama insan büyür.
Çünkü hakikat en çok düştüğümüzde şekillenir ve en sağlam adım yere en yakınken atılır.