Tarihin tozlu sayfalarında iz bırakan Uygur Devleti, yalnızca bir imparatorluk değil, Türk kültürünün şekillendiği bir dönüm noktasıdır. Göktürklerin yıkılışından sonra Orta Asya’da kurulan bu devlet, Kutlug Bilge Kül Kağan’ın önderliğinde kısa sürede güçlü bir uygarlığa dönüştü. Yerleşik yaşama geçiş, kendi alfabesinin oluşturulması ve dini değişimlerle Uygurlar, Türk tarihine bambaşka bir kimlik kazandırdı.
UYGUR DEVLETİ’Nİ KİM KURDU?
Uygur Devleti’nin kurucusu, Kutlug Bilge Kül Kağan olarak bilinir. Kutlug Bilge Kül Kağan, 744 yılında Göktürk Devleti’ne son vererek Uygur Devleti’ni kurmuştur. Bu olay, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Uygurlar, köken olarak Göktürklerin devamı niteliğinde olup, aynı kültürel mirası sürdürmüş ancak farklı bir siyasi yapılanma geliştirmiştir.
Kutlug Bilge Kül Kağan, devletin ilk kağanı olarak güçlü bir merkezi yönetim kurmuş, iç isyanları bastırmış ve Uygurları kısa sürede bölgenin hakim gücü haline getirmiştir.
UYGUR DEVLETİ NE ZAMAN VE NEREDE KURULDU?
Uygur Devleti, 744 yılında Orhun ve Selenga nehirleri civarında, yani bugünkü Moğolistan topraklarında kurulmuştur. Bu bölge, aynı zamanda Göktürklerin de daha önce hüküm sürdüğü coğrafyadır. Uygurlar, bu bölgede güçlü bir siyasi birlik oluşturmuş ve başkent olarak Ordu-Balık (Karabalgasun) şehrini seçmiştir.
Bu şehir, dönemin en gelişmiş Türk kentlerinden biri olarak kabul edilir. Ordu-Balık; sarayları, tapınakları, ticaret yolları ve düzenli şehir planlamasıyla dikkat çeker. Uygurlar bu dönemde sadece askeri alanda değil, kültürel ve ekonomik olarak da büyük ilerleme kaydetmiştir.
UYGUR DEVLETİ’NİN HÜKÜMDARLARI
Uygur Devleti’nin kurucusu Kutlug Bilge Kül Kağan’dır. Onun döneminde güçlü bir devlet yapısı kurulmuş, Uygurlar kısa sürede bölgenin hâkim gücü hâline gelmiştir.
Kutlug Bilge Kül Kağan’dan sonra tahta geçen Moyen Çor Kağan, askeri alanda yaptığı seferlerle devleti daha da güçlendirmiştir. Bu dönemde Uygurlar, çevresindeki kavimlere karşı üstünlük sağlamış ve Orta Asya’da önemli bir siyasi merkez hâline gelmiştir.
Devletin bir diğer önemli hükümdarı Bögü Kağan, Uygur tarihinde kültürel ve dini reformlarıyla öne çıkar. Çin’e yaptığı seferler sonucunda Maniheizm dinini ülkesine getirerek halkın inanç sisteminde büyük bir dönüşüm başlatmıştır.
Uygur Devleti’nin son dönemlerinde ise Baga Tarkan yönetimde söz sahibidir. Baga Tarkan, siyasi alanda denge politikası izlemiş, ancak devletin iç karışıklıkları ve dış tehditleri bu dönemde artmıştır.
UYGUR DEVLETİ’NİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ
Uygurlar, Türk tarihi açısından birçok “ilk”e imza atmış bir devlettir.
İlk kez din değiştiren Türk topluluğu olmuşlardır.
Yerleşik hayata geçen ilk Türk devleti olarak bilinirler.
Türklerin şehir kuran ilk hükümdarı Kutlug Bilge Kül Kağan’dır.
İlk Türk şehri olarak kabul edilen Karabalsagun (Ordu-Balık) Uygurlar tarafından kurulmuştur.
Bu özellikleriyle Uygurlar, sadece askeri bir güç değil, aynı zamanda kültürel ve medeniyet açısından gelişmiş bir toplum olarak öne çıkmıştır.
UYGUR DEVLETİ’NİN YIKILIŞI
Uygurların Maniheizm dinini benimsemesi, devletin savaşçı yapısında zayıflamalara yol açtı. Dinî öğretiler gereği şiddetten uzak durmaları, dış tehlikelere karşı savunmalarını zorlaştırdı. Bu durum, özellikle kuzeyden gelen Kırgız saldırılarına karşı büyük bir dezavantaj oluşturdu.
Son hükümdar Baga Tarkan’ın ölümünün ardından, siyasi otorite zayıfladı ve devlet iç karışıklıklara sürüklendi. 840 yılında Kırgızların saldırısıyla Uygur Devleti yıkıldı. Devletin yıkılmasından sonra Uygur halkının bir kısmı Çin ve Moğol topraklarına göç ederek varlıklarını farklı bölgelerde sürdürdü.